için alarmlar çalıyor demektir.
Sosyal mecralar aile kurumu açısından yeni bir dinamik konum halini almıştır. Bu yeni dinamik aile içerisine en doğru şekilde yerleştirilmeli aksi takdir de yapılan sosyolojik ve psikolojik araştırmalar sosyal medyanın doğru kullanılmaması ilişkilerin üzerinde oluşturduğu bozucu etkisi giderek artmakta olduğunu göstermektedir. Bu olumsuzlukların en başında sosyal medyanın bir güven ölçer olarak görülmesi gelmektedir. Güven bir ilişkinin temel dinamiği iken sosyal medya ile kolaylıkla yıkılır durumuna gelmiştir. Eşlerin birbirlerine şifre vermesi veya saklaması, kimlerin fotoğraflarının beğenildiği, arkadaşlık istekleri gibi faktörler ilişkinin varlığı, gerçekliği, güven, sevgi gibi temel duyguları yıpratıyor. Zaten ilişkilerde kolaylıkla yerine konulamayan güven duygusu kendi içerisinde sevgi, saygı ve paylaşımları barındırmasıyla ailenin temel dinamiklerine zarar veriyor. İlişkimiz de güven ve sevgi doyumuna ulaşmak elbette yine çiftlerin karşılıklı yapıcı ve güven verici eylemleri ile sağlanabilir. Örneğin; ‘Hissettiğiniz tüm duyguları eşinize ifade etmelisiniz. Eşinizin sosyal medya hesaplarının şifresini saklaması’ bu durumda ne hissediyorsunuz? Hislerinizi içinizde büyütmek yerine paylaşmayı tercih edebilirsiniz. Sosyal medyanın bir başka önemli etkisi ise eşler arasında iletişim kopukluğuna sebep olmasıdır. Eşlerin birbirlerine sadece fiziksel olarak yakın olmaları yeterli bir durum değildir. Eşler birbirlerine fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve psikolojik olarak da yakın bir ilişki içerisinde bulunmaları gerekmektedir. Bu ilişkiler de ancak eşlerin birbirlerine vakit ayırmalarıyla elde edilecek becerilerdir. Bu becerilerin aile içerisinde varoluşu aile bireylerinin ayrı ayrı yaşam kalitesi için önem taşımaktadır. Eksik iletişim bireyleri yıpratır üstelik çeşitli sağlık problemlerine sebep olur.