Ankara Panik Atak Tedavisi
Ankara Panik atağın bir anda ortaya çıkan, kişide hayati tehlike duygusu oluşturan bir durum olduğunu belirten Psikoterapist , çeşitli yöntemlerin kullanıldığı panik atak tedavisinde %70 başarı sağlandığını söyledi.
Sadece panik ataklarla devam eden hastalığa panik bozukluk deniyor. Panik bozuklukta; iyi hissedilen zamanlarda, tekrar panik atak gelecek korkusu yoğun olarak yaşanıyor.
Bu durumdaki kişiler için panik atakların hayatın önemli bir parçası olduğunu belirten
Psikoterapist Hocamız, panik atak esnasında kişinin yaşadığı sorunları şöyle aktarıyor:
‘Şiddetli kalp çarpıntısı, nefes almada güçlük, boğulma hissi, terleme, titreme, uyuşma, nefesinden kesilme hissi yaşar. Bunun dışında delirme korkusu, kontrolünü yitirme duygusu meydana gelir. Bayılma hissi, etrafın yabancılaşması ve kendine yabancılaşma olabilir. Bunlar kişiyi dehşete düşürür, çaresiz bırakır. Tedavi için kişi, birçok defa acil servise başvurur. En son olarak psikiyatriste gelir. Hastalar için en zor olan, ilaçları kullanma kısmıdır. İlaçların da panik atak oluşturma ihtimalini düşünerek, ilaç kullanmak istemezler.”
PANİK ATAK TEDAVİSİNDE ETKİLİ OLAN 6 YAKLAŞIM
Panik bozukluk tedavisinde yüzde 70 oranında başarılar sağlandığını dile getiren Üney, tedavi yöntemleri hakkında şunları söyledi:
İlaç Tedavisi: Bir kısım panik bozukluk hastası için ilaç kullanmak zorunludur. İlaçlarla ilgili, birçok yanlış bilgi vardır. Hepsinin bağımlılık yaratacağı düşünülür. Oysaki az bir kısım ilaçta bağımlılık riski vardır. İlaçların panik atakları artırma riski yoktur. Sadece ilaçların etkisi 2-3 haftadan erken başlamadığı için; bu dönemde kişi, gene panik ataklar yaşayabilmektedirler.
Psikoterapi: Panik bozukluk hastalarında uygulanan psikoterapi (konuşma tedavisi) oldukça faydalı olabilmektedir. Bir kısım psikoterapilerde, psikoterapist hastaya ödevler verebilir.
Nefes egzersizleri: Panik ataklar esnasında nefes egzersizleri oldukça etkindir. Ancak daha önce hiçbir egzersiz yapmamış, sadece atak esnasında yaparsa çoğunlukla başarısız olur. Bu nedenle atak dışında da egzersiz yapılmalıdır. Nefes egzersizinde kişi derin nefes alıp içinde 5 saniye tutup tüm nefesini boşaltır. Nefes burundan alınıp ağızdan verilir. En az 10 kez yapılır.
Bilgilenmek: Kişiye panik atağın ne olduğu öğretilir. Bu atakların ona zarar vermeyeceği, ölmeyeceği, çıldırmayacağı ya da kontrolü kaybetmeyeceği anlatılır. Bunun yanında; tedavinin başlarında, her şeye rağmen panik ataklar gelebileceği konusunda bilgi verilir.
Alkol ve uyuşturucu maddelerden uzak durmak: Bir kısım hastanın panik atağı, uyuşturucu kullanırken oluşmakta ya da artmaktadır. Bu nedenle uyuşturucu kullanmak panik atakları artırır. Alkol kullanımı sonrasında; özellikle bir gün sonra, kişide panik atak oluşabilir.
Fiziksel egzersiz: Haftada 5 gün, en az 30 dakika orta şiddette egzersiz (koşma, bisiklete binme, yüzme) faydalı olmaktadır. Orta şiddette egzersiz; nabzın 120’nin üzerine çıkması gereken egzersizlerdir. En az 10 hafta, bu egzersiz yapılmalıdır.
PANİK ATAK ANINDA NE YAPMALI?
- Anksiyete krizinin başladığını hissettiğinizde 3-3- 3 kuralını uygulayın.
Etrafınıza bakın ve gördüğünüz üç şeyin ismini söyleyin. Ardından duyduğunuz üç sesi söyleyin. Son olarak vücudunuzdaki üç bölümü; bileklerinizi, parmaklarınızı ve kolunuzu oynatın. Bir anksiyete krizinin başladığını hissettiğiniz anda bu kuralı uygulamanız zihninizde ışık hızıyla dönen kaygılı düşüncelerden kurtulmanıza ve sakinleşmenize yardımcı olacaktır.
- Ayağa kalkın ve vücudunuzu dik tutun.
Kaygılı ya da korkmuş olduğumuz zamanlarda bilinç altından gelen bir motivasyonla öne eğilerek kalbimizin ve akciğerlerimizin bulunduğu vücudumuzun üst kısmını korumaya çalışırız. Bu doğal reaksiyona anlık bir çözüm olarak omuzlarınızı geriye atın ve vücudunuz dik bir şekilde ayağa kalkın. Böylece vücudunuza her şeyin normal olduğu mesajını vererek sakinleşmenize yardımcı olabilirsiniz.
- İçinde bulunduğunuz an’a odaklanın.
Anksiyete geleceğe odaklı bir zihin durumudur. Biraz sonra olacaklar hakkında kaygılanmak yerine kendinizi şu an’a odaklayın. Kendinize “Şu anda tam olarak ne oluyor?”, “Güvende miyim?”, “Şu anda yapmam gereken bir şey var mı?” diye sorun. Kaygılanmanıza neden olacak bir şey olmadığını kendinize bilinçli olarak hatırlatın. Gerekirse günün farklı bir saatinde kaygılarınızı yeniden değerlendirmek için kendinizden bir “randevu” alın. Böylece aklınızda dolaşan, olma ihtimali uzak senaryoları belirli bir saat dilimine yönlendirip sakin bir şekilde gününüze devam edebilirsiniz.
- Derin nefes alıp verin.
Derin nefes alıp vermek sakinleşmenize yardımcı olur. Farklı egzersizlerde olduğu gibi belirli bir sayıda nefes alıp vermeye odaklanarak kaygılanmanıza gerek yok, alıp verdiğiniz nefeslerin derin ve eşit olması yeterli. Böylece sakinleşerek yeniden odaklanmayı sağlayabilirsiniz.
- Yaşadıklarınızı yeniden isimlendirin.
Panik ataklar, kendinizi sanki bir kalp krizi geçiriyormuşsunuz, ölecekmişsiniz gibi hissetmenize neden olabilir. Böyle anlarda kendinize yaşadığınız şeyin bir panik atak olduğunu, bunun aslında zararsız ve geçici bir durum olduğunu ve yapmanız gereken hiçbir şey olmadığını hatırlatın. Yaşadığınız fiziksel belirtilerin yaklaşan ölümün habercisi değil, sizi hayatta tutan savaş & kaç mekanizmasının belirtileri olduğunu tekrarlayın. Panik ataklar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz ‘Panik atak ile nasıl savaşabiliriz?’ adlı blog yazımızı da okumanızı öneririz.
- Düşüncelerinizin doğruluğunu yeniden kontrol edin.
Anksiyete yaşayan kişiler genellikle olabilecek en kötü olasılığa odaklandıkları için kendilerini muazzam bir kaygı içinde bulurlar. Bu düşüncelerinizin ne kadar gerçekçi olduğunu yeniden değerlendirin. Örneğin iş yerinde yapmanız gereken bir sunum sizde anksiyeteye neden oluyorsa başarısız olacağınızı değil bu sunuma hazırlıklı olduğunuzu, bazı şeyler kötü gitse de sonunda başarılı olacağınızı düşünün. Korkularınızı yeniden değerlendirmek beyninizi kaygı verici düşüncelere karşı eğitebilmenize yardımcı olur. Daha fazla ipucu için iş yerinde panik atak krizi ile başa çıkmanın yolları yazımıza göz atabilirsiniz.
- Kendinizi meşgul edin.
Ayağa kalkın, küçük bir yürüyüşe çıkın ya da o anda dikkatinizi dağıtmanızı sağlayacak fiziksel bir şey ile meşgul olun. Zihninizi öğrendiği kaygılı düşünce kalıplardan uzaklaştırmanız kontrolü yeniden elinize almanızı sağlayacaktır.
- Krizin başlayacağını hissettiğiniz anda şekerden uzak durun.
Her ne kadar stresli olduğumuz zamanlarda bir parça çikolataya uzanmak birçoğumuzun aklına gelen ilk şey olsa da araştırmalar fazla şeker tüketiminin anksiyeteyi kötü etkilediğini gösteriyor. Bir anksiyete atağının başladığını hissettiğiniz zamanlarda şekerli gıdalara yönelmek yerine bir bardak su için ya da protein oranı yüksek besinler tüketin. Proteinli besinlerin sindirimi daha yavaş olacağı için vücudunuz buradan gelen enerjiyi kendisini toplarken kullanabilecektir.
- Yakınlarınızı arayarak ikinci bir fikir alın.
Yakın bir arkadaşınızı ya da ailenizden birini arayarak aklınızdan geçen kaygılı düşünceleri onlarla da paylaşın. Düşüncelerinizi sesli bir şekilde başka birine söylemeniz, bu düşüncelere sizin de yeni bir bakış açısıyla bakmanıza yardımcı olacaktır.
- Komik bir video seyredin.
Araştırmalar, gülmenin psikolojik ve fiziksel sağlığımız için birçok pozitif etkisinin yanında anksiyeteyi azaltmakta da etkili olduğunu gösteriyor. Anksiyete atağının başladığını hissettiğiniz zamanlarda dikkatinizi kaygılı düşüncelerden komik bir videoyla uzaklaştırmak hem rahatlamanıza hem de gülümsemenize yardımcı olacaktır.
Ankara Kariyer Aile Danışma Merkezi – Psikolojik Danışmanlık – Aile Danışmanlığı Merkezi olup, Türkiye’de uzman kadrosu ile hizmet vermektedir. Randevu almak için lütfen arayınız. 0552 379 84 06